Pendroz
uyandığında güneş yeni doğuyordu.Yataktan kalkarken,gözüne giren güneş ışığı nedeniyle başında hafif bir ağrı
hissetti. Saçları dağılmıştı. Bazen saçlarını kestirmesi gerektiğini
düşünüyordu. Sonra üşeniyor ve vazgeçiyordu. Saçlarını düzelttikten sonra
cüppesini giydi. Bir
an için cüppesindeki mavi rengi düşündü. Mavi onun rengiydi.
Binadan çıktı
ve merdivenlerden inmeye başladı. Kahvaltı salonuna indiğinde bir an için Lory
ile göz göze geldi. Pendroz göz kırptı ve yerine oturdu. Uyku sersemiymiş gibi
davrandı. Ama bunu sadece kimseyle sohbet kuracak durumda olmadığı için
yapıyordu.Kahvaltı ederken etrafını inceliyordu.
Kahvaltısını tamamladı. Kitabını, asasını alarak dersliğin yolunu
tuttu. Dersliğe giderken, dersin profesörü hakkında kafa yoruyordu.
*Kim?*, *Agresif mi, sempatik mi?*, *Sabırlı mı, tezcanlı mı?* Bunları
düşünürken dersliğe varmıştı bile.
İlk giren oydu. Kapıya ve, profesörün masasına en uzak sırayı seçti,
oturdu.Önüne asasını ve kitabını koydu. Yeni birilerini beklerken
oturduğu yerin önemli olmadığını düşünüyordu. Ama yine de en arkaya alışmış
biriydi.Bir süre sonra öğrenciler gelmeye başadı.Girenlerin, oturanların, konuşanların, yüz ifadelerini irdeliyordu.
Biraz bekleşmeden sonra, Profesör Johnson geldi.Hafif gülümsüyordu ve "hepiniz hoş geldiniz.'' dedi.
'' hepinizin kendinizi tanıtmasına gerek yok zaten hepinizi tanıyorum ''
Pendroz *Bir sınıf dolusu öğrenciyi tanımak için özen gösteriyor. Bu iyi birşey.* diye düşündü. Sempatik bir profesörle karşılaşması, içinin hafif bir mutlulukla kaplanmasına neden oldu.
'' Eh düşündüm ki derse başlasak iyi olucak '' dedi Profesör Johnson. Pendroz'un önünde kitabı ve asası vardı. Asayı veya kitabı sıranın altına koyacaktı. Etrafındaki açılan kitapların hışırtıları, duyulmayacak gibi değildi.
*Eh kitap gitsin bakalım.* Masasının üstünde şimdi sadece asası vardı. Profesör Johnson büyük çoğunluğun kitapları çıkardığını görünce
'' hayır hayır kaldırın kitaplarınızı ve asalarınızı çıkarın.'' dedi.
'' Biçim değiştirme, adı üstünde nesneleri bir başka nesneye çevirmeye
yarar. Bu derste sadece cansız nesnelerle değil aynı zamanda canlı
nesnelerle de uğraşırız. Cansız bir nesneyi bir canlı nesneye çevirmek
yada tersi mümkündür.Mesela bir insanı kurbağaya çevirebiliriz.Bu kadar temel bilgi yeter .Şimdi Reparo büyüsünü işleyeceğiz.''diye ekledi ve asasını salladı. Masanın üstünde mavi çiçeklerle dolu bir vazo meydana geldi.
Profesör, bir anda vazoyu parçaladı. Bir süre bekledikten sonra asasını bir kez daha vazonun üzerine sallayarak '' Reparo '' dedi ve vazo tekrar eski haline döndü.
Pendroz'un etrafından *Vay canına*, *İşte ben buna büyü derim* şeklinde şaşkın ifadeler geliyordu.
Açıkçası, Pendroz da bu numara karşısında etkilenmediğini söylese, yalan söylemiş olurdu.
Profesör tüm öğrencilere gülümsedi ve tekrar asasını salladı. Herkesin öğrencilerin masasında farklı renklerde vazolar oluştu. Pendroz'un sırasında mavi renkli bir vazo oluştu.
*Teşekkürler profesör* dedi içinden.
Profesör asasını indirdi ve''evet sıra sizde '' dedi. Öğrenciler vazoları kırıp tekrar eski hallerine çevirmeye başlamıştı. Pendroz ilk seferde vazoyu darmadağan etti. Ancak tamir etmesi 3. denemede gerçekleşti.
Zil çalıp, ders bittiğinde Profesör Johnson'a baktı. Gerçekten yorgun bir hali vardı. Profesör
" sihirli günler arkadaşlar "dedi. Sesinden bile anlaşılıyordu bitkinliği. Pendroz eşyalarını topladı ve sınıftan çıktı.
__________________
İyi gittiğini söylemeden edemeyeceğim anlaşılan azcık emekle herşey mümkün yanlız hala anlatım bozukları var göstereyim ''Herkesin öğrencilerin masasında farklı renkli vazolar oluştu '' sanırım yeterince anlaşıldı ve eğer eğik yazıyorsan hepsini eğik yaz konuşmalarını kalınlaştırabilirsin ama eğik olsun ...